Genelkurmay Başkanlığı önünde şehit oldu.
Kırk dokuz yaşında. Veteriner hekim. Evli. Üç kız babası. İdealist ve çalışkan bir akademisyen. Ne var ki, 15 Temmuz darbesini hazırlayan FETÖ tarafından kariyeri defalarca engellenmişti. Sonunda kendi tabiriyle “sahaya indi.” Tarım Bakanlığı teşkilatında, Bandırma’da veteriner hekimlik yapmaya başladı. Akademik hayallerini alternatif bir ‘akademi topluluğu’ kurarak gerçekleştirmeye niyetlendi. Ankara'da bulunan çocuklarını almaya geldiği gün FETÖ'nün darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Büyük kızı ve eşiyle darbeye karşı durmak için Genelkurmay’a kadar yürüdüler. Gece boyu eşi ve kızının ellerinden sımsıkı tutarak, “Bugün şehit olma günü” diyordu. “Bu bir vatan mücadelesi, bugün ölmeyeceksek ne zaman öleceğiz!” Helikopterden atılan bombayla şehit oldu, eşi ve kızı ağır yaranarak gazi oldu. Hasretine dayanamayan babası, oğlundan beş gün sonra vefat etti. Büyük kızı Rümeysa’yı hukukçu olmaya teşvik ediyordu. “Kızım, bunlar [FETÖ] yargıyı ele geçirerek darbe yapıyor, iyi çalışın savcı olun, hâkim olun” diyordu. Rümeysa, sevgili babasını sevindirmek için üniversite sınavlarına büyük bir gayretle çalıştı. Artık 15 Temmuz gazisi unvanını da hak etmiş olarak hukuk okuyor.