Sait Ertürk

Sait Ertürk

İstanbul Topkule 66’ncı Zırhlı Tugay’da şehit oldu.

15 Temmuz gecesi, darbe kalkışmasını öğrenince, arkadaşı, Kartaltepe Kışlası Komutanı Piyade Albay Davut Ala ile buluşarak, istişarelerde bulundu. Toplantı sonunda, 66. Zırhlı Tugay Komutanlığının darbeye desteğinin engellenmesi gerektiğine karar verdiler. Kendi inisiyatifleriyle, yanlarına aldıkları üç polis ve üç uzman çavuşla tugaya giderek, o kara gecenin en önemli mücadelesini verdiler. Gece 03.30’da eşi Ceylan Hanımı arayarak kendisini merak etmemesini, valilikten gelen bir araçla olayların olduğu yere gidip hainleri sabaha kadar yakalayıp derdest edeceklerini, sabaha kadar bu işin biteceğini söyledi. İki komutanın liderliğinde kurulan dörder kişilik iki tim, tankların, silahların ve askerlerin dışarı çıkmasını engelleyerek, tugay içindeki hareketlenmeyi durdurdu. Sonrasında çıkan çatışmada şehit oldu. Şehit askerlerin en kıdemlisi 47 Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk, iş yerindeki masasında ve o gece yanında götürdüğü çantasında şehitlikle ilgili iki tane şiir bulundu. O gün yanında bulunan not defterinin ilk sayfasında Yahya Kemal Beyatlı'nın "26 Ağustos 1922" başlıklı şiirinden mısralar vardı: "Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi, Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi, Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın, Galip et, çünkü bu son ordusudur İslam'ın." Eşi Ceylan Hanım şehidimizi anlatıyor: “Sait gerçek bir vatanseverdi. Askerlik onun için havaydı, suydu, yediği ekmekti, her şeyin önündeydi. Taziye için beni arayan komutanlardan şu ifadeyi kullananlar oldu: 'Sait olmasaydı, bugün İstanbul yoktu.' Tabii ben bunun yanına Davut Albay'ı da ekliyorum.”

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü
© 2022 - Tüm hakları saklıdır.