Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde şehit oldu.
Otuz dört yaşında. Evli. Biri kız biri erkek ikizlerin babası. Sekiz yıl bekledikten sonra baba olmuştu. Lise yıllarında zenginlerden topladığını fukaraya vermesiyle tanınırdı. Düğününde de durum değişmemiş; ailesi düğün için aldıkları yeni kıyafetlerden hiçbirini üzerinde görmemiş. Ertesi gün ihtiyacı olanlara vermiş. 15 Temmuz gecesi, bir düğünden gelmiş ve hafiften uyuyakalmıştı. Evdekilerin telaşı ile uyandığında yerinden fırlayıp işgali görünce “Ben gidiyorum, bu hakla batılın savaşı baba!” diyerek kapıya yöneldi. “Çocuklarım sana emanet, şehit olmaya gidiyorum” derken, babasının onunla birlikte çıkmasına da mani oldu. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün önündeki direnişe giderken, dayanamayıp arkasından çıkan babası, ateş altındaki Genelkurmay’a koşmuş oğlunu bulma umuduyla. Şehitlik babaya değil oğula nasip oldu.