Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınlarında şehit oldu.
Ailesi Gebze’de yaşıyordu. Hukuk fakültesini kazanınca Ankara’ya geldi. Üniversiteden arkadaşlarıyla bir eve yerleştiler. İkinci sınıfı bitirmek üzereydi. Olayları öğrenince, arkadaşlarıyla beraber dışarı çıktı. “Gerçek hukukçu olacağız” demişti babasına. Helikopterden açılan ateşle vuruldu. Acil ameliyata alındı. Sabahın ilk saatlerinde kalbi durdu. Bu hayattan başka bir boyuttaydı artık. Daha güzel, daha temiz. Kendi gibi kahramanlarla beraber. Babası Fahrettin Açıkgöz geceyi şöyle anlatıyor: “Gece 22.30 sularında oğlumu aradım, Ankara'da neler olduğunu sordum. Jetlerin uçtuğunu, ne olduğunu anlamak için arkadaşlarıyla sokağa çıkacağını söyledi. Gece yarısı 00.50 sularında tekrar aradım, 'İsterseniz çıkmayın' dedim ama 'Yok baba çıktık!' deyince dikkat etmesini söyledim. Daha sonra aradım, ulaşamadım. Külliye'nin önüne gider gitmez hemen taramışlar, kurşunlar oğlumun birkaç yerine isabet etmiş. Dinine çok düşkündü, şehitlik ona çok yakıştı.”