Genelkurmay Başkanlığı önünde şehit oldu.
Yirmi altı yaşında. Kanserden yeni yeni iyileşiyordu. Ölümden dönmüş olmanın mutluluğu vardı yüzünde. Darbe girişimini duyunca, arkadaşlarıyla birlikte Genelkurmay’ın önüne gitti. Annesiyle sürekli görüşüyor, tankların insanları ezdiğini, helikopterlerden halkın üzerine ateş açıldığını anlatıyordu. En son görüşürlerken oğlunun kelime-i şehadet getirdiğini duydu. Sonrasında irtibat kesildi. Annesi oğlunun vurulduğunu anladı. Yürüyerek, ayakları kanlar içinde kalana kadar hastane hastane dolaştı. Son çare olarak gittiği Adli Tıp’ta oğlunun şehit olduğu haberini aldı. Kolon kanseri tedavisini şehadetinden 6 ay önce tamamlayarak temiz raporu almıştı. Dört yıllık sancıların ardından “Şimdi yaşama zamanı” diyerek sevinmişti. Şehadetin tarifini yapmıştı bilmeden: “Şimdi yaşama zamanı!”