Ankara, TBMM yakınlarında şehit oldu.
Mobilyacı Ali Mehmet Vurel’in üç evladı var. Alnının teriyle az da olsa helalinden kazanmaya çalışıyordu. Eşi Reyhan Hanım da aile bütçesine destek olmak için temizlik işçiliği yapıyordu. Reyhan Hanım anlatıyor: “O akşam, Mehmet, elinde kızarmış tavukla geldi. ‘Kocakarı’ derdi bana. ‘Çok çalışmışsın, al sana ödül’ dedi. Beraber oturup yemek yedik. Nedense, o akşam, hiç olmadığı kadar neşeliydi. Uzun uzun askerdeki oğlumuz Deniz’le görüştü. Cumhurbaşkanımızı aşırı derecede severdi. ‘Meydanlara çıkın!’ çağrısını duyar duymaz, yerinden fırladı. Arkadaşlarını da cesaretlendirdi. Bir hızlı hızlı gidişi vardı ki… Gece her aradığımda, ‘İyiyim, merak etme!’ dedi. Sabaha doğru, bir de baktım, konu komşu, akraba hep kapıdalar. Çok kalabalıktılar. ‘Mehmet yaralı!’ dediler. Ben de içimden, ‘Bu kadar kalabalık olduğuna göre, yok, yaralı değildir’ dedim. Hastaneye vardık; her yer kan revan. Baktım, hafif yaralıları gönderiyorlar. Kaynımı benden önce almışlar morga…”